MESNEVÎ-İ NURİYE – İ’tizar, Mukaddime (14-18)

14 Risale-i Nur Külliyatından MESNEVÎ-İ [her beyti ayrı kafiye olan manzum eser] NURİYE (Türkçe Tercümesi) Bediüzzaman Said Nursî Mürtercim: Abdülmecid Nursî 15 بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ  İ’tizar Risale-i Nur Külliyatından el-Mesneviyyü’l-Arabî ile muanven büyük Üstad’ın cihanbaha pek kıymettar şu eserini de Allah’ın avn ve inayetiyle [Allah’ın herşeyi düzen altına alarak saadet ve huzur veren sıfatı] […]

MESNEVÎ-İ NURİYE – Lem’alar (19-32)

19  Lem’alar Türkçe Risale-i Nur’un Yirmi İkinci Sözüyle aynı mealdedir. بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اَللهُ خَالِقُ كُلِّ شَىْءٍ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ وَكِيلٌ 1* لَهُ مَقَالِيدُ السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضِ 2* فَسُبْحَانَ الَّذِى بِيَدِهِ مَلَكُوتُ كُلِّ شَىْءٍ 3* وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ عِنْدَنَا خَزَۤائِنُهُ 4* مَا مِنْ دَۤابَّةٍ اِلاَّ هُوَ اٰخِذٌ بِنَاصِيَتِهَا * 5 Ey daire-i esbabdan […]

MESNEVÎ-İ NURİYE – Reşhalar (33-47)

33  Reşhalar بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ  Tenbih Hâlık-ı Âlemi [âlemin yaratıcısı Allah] bize târif ve ilân eden deliller ve burhanlar, [delil] lâyüad ve lâyuhsâdır. O delillerin en büyükleri üçtür. Birincisi: Bazı âyetlerini gördüğün, işittiğin şu kitab-ı kebir-i kâinattır. [büyük kâinat kitabı] İkincisi: Bu kitabın âyetü’l-kübrâsı [en büyü delil; Risale-i Nur Külliyatı’ndan Yedinci Şuâ] ve divan-ı […]

MESNEVÎ-İ NURİYE – Lâsiyyemalar (48-70)

48  Lâsiyyemalar Onuncu Sözün bir cihette esası ve Yirmi Sekizinci Sözün Arabî ikinci makamıdır. بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ Kâinatın bütün zerratı, [atomlar] müçtemian [toplamış] ve münferiden, lisan-ı acz [acizlik dili] ve fakr ile vücub-u vücud [Allah’ın varlığının zorunlu olması] ve vahdetine [Allah’ın birliği] şehadet ettikleri Sâni-i Hakîme [her şeyi hikmetle ve san’atlı bir şekilde yapan […]

MESNEVÎ-İ NURİYE – Katre (71-110)

71  Katre  Tevhid Denizinden  İFADE-İ MERAM Malûmdur ki, insan, hasbelkader çok yollara sülûk [mânevî yol alma] eder. Ve o yolda çok musibet ve düşmanlara rastgelir. Bazan kurtulursa da, bazan da boğulur. Ben de kader-i İlâhînin [Allah’ın belirlediği kader programı] sevkiyle pek acip bir yola girmiştim. Ve pek çok belâlara ve düşmanlara tesadüf ettim. Fakat acz […]

MESNEVÎ-İ NURİYE – Hubâb (111-153)

111  Hubâb  Kur’ân-ı Hakîm’in ummanından   خداى بر كرم خود ملك خود دامى خرداز تو براى تونكه دارد بهاى بى كران داده 1 بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلٰۤى اٰلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينَ * 2 İ’lem ey zikreden ve namaz kılan kardeş! اَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلٰهَ اِلاَّ اللهُ […]

MESNEVÎ-İ NURİYE – Habbe (154-195)

154  Habbe  Cennet-i Kur’âniyenin semerâtından [meyve] bir semerenin [meyve] ihtiva ettiği   حَبَّه مِى كُويَدْ   مَنْ شَاخِ دِرَخْتَمْ بَرَازْ مَيْوَهءِ تَوْحِيدْ   يَگْ شَبْنَمَمْ اَزْيَمْ بُرْاَزْ لُؤْلُؤِ تَمْجِيدْ 1 بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ عَلٰى دِينِ اْلاِسْلاَمِ وَكَمَالِ اْلاِيمَانِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلٰى مُحَمَّدٍنِالَّذِى هُوَ مَرْكَزُ دَائِرَةِ اْلاِسْلاَمِ وَمَنْبَعُ اَنْوَارِ اْلاِيمَانِ وَعَلٰى اٰلِهِ وَصَحْبِهِ […]

MESNEVÎ-İ NURİYE – Zühre (196-234)

196 ZühreHaşiye [çiçek] بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ  Mukaddime BU LEM’ANIN [parıltı] telifinden [kaleme alma] on iki sene evvel,1 inâyet-i Rabbâniye [Allah’ın inayeti, yardımı] ile, marifet-i İlâhiyede [Allah’ı bilme ve tanıma] bir hareket-i fikriye [fikir hareketi, fikir akımı] ve bir seyahat-i kalbiye [kalple yapılan manevî yolculuk] ve bir inkişâfât-ı ruhiyede [ruh ile manevî alanlarda yapılan açılımlar] […]

MESNEVÎ-İ NURİYE – Zerre (235-250)

235  Zerre  Hidayet-i Kur’âniyenin şuâından بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ İ’lem eyyühe’l-aziz! Cenâb-ı Hakka [Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve azamet sahibi yüce Allah] nâzır ve Ona vasıl olan yollar, kapılar, âlemin tabakaları, sahifeleri, mürekkebatı nisbetinde bir yekûn [bütün, toplam] teşkil etmektedir. Âdi bir yol kapandığı zaman bütün yolların kapanmış olduğunu tevehhüm [kuruntu] etmek, cehaletin […]

MESNEVÎ-İ NURİYE – Şemme (251-265)

251  Şemme  Hidayet-i Kur’âniyyenin nesîminden [hoş ve hafif rüzgâr] بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ عَلٰى رَحْمَتِهِ عَلَى الْعَالَمِينَ بِرِسَالَةِ سَيِّدِ الْمُرسَلِينَ مُحَمَّدٍ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَعَلٰى اٰلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينَ * 1 İ’lem eyyühe’l-aziz! Şu âlem, görünen ve görünmeyen bütün tabakat ve envâiyle Lâ ilâhe illâ Hû diye tevhidi ilân ediyor. Çünkü aralarındaki […]