SÖZLER – Yirmi Birinci Söz (362-374)

362 Yirmi Birinci Söz İki Makamdır Birinci Makam بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اِنَّ الصَّلٰوةَ كَانَتْ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ كِتَابًا مَوْقُوتًا * 1 BİR ZAMAN sinnen, [yaş itibarıyla] cismen, rütbeten büyük bir adam bana dedi: “Namaz iyidir. Fakat hergün, hergün beşer defa kılmak çoktur. Bitmediğinden usanç veriyor.” O zâtın o sözünden hayli zaman geçtikten sonra, nefsimi dinledim. […]

SÖZLER – Yirminci Söz (333-361)

333 Yirminci Söz İki Makamdır Birinci Makam بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ  وَاِذْ قُلْنَا لِلْمَلٰۤئِكَةِ اسْجُدُوا ِلاٰدَمَ فَسَجَدُۤوا اِلاَّۤاِبْلِيسَ * 1 اِنَّ اللهَ يَاْمُرُكُمْ اَنْ تَذْبَحُوا بَقَرَةً * 2 ثُمَّ قَسَتْ قُلُوبُكُمْ مِنْ بَعْدِ ذٰلِكَ فَهِىَ كَالْحِجَارَةِ اَوْ اَشَدُّ قَسْوَةً * 3 BİRGÜN şu âyetleri okurken, İblis’in ilkaatına [bırakma, kalbe bırakılma] karşı Kur’ân-ı Hakîmin [her âyet […]

SÖZLER – On Dokuzuncu Söz (319-332)

319 On Dokuzuncu Söz  Risalet-i Ahmediyeye dairdir وَمَا مَدَحْتُ مُحَمَّدًا بِمَقَالَتِى وَلٰكِنْ مَدَحْتُ مَقَالَتِى بِمُحَمَّدٍ عَلَيْهِ الصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ * 1 Evet, şu Söz güzeldir. Fakat onu güzelleştiren, güzellerin güzeli olan evsâf-ı Muhammediyedir. [Peygamber Efendimizin (a.s.m.) vasıfları, özellikleri] On Dört Reşahâtı [sızıntılar, damlalar] tazammun [içerme, içine alma] eden On Dördüncü Lem’anın [parıltı] BİRİNCİ REŞHASI2 [sızıntı] Rabbimizi […]

SÖZLER – On Sekizinci Söz (313-318)

313 On Sekizinci Söz Bu Sözün iki makamı var. İkinci Makamı daha yazılmamıştır. Birinci Makamı Üç Noktadır. BİRİNCİ NOKTA بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ لاَ تَحْسَبَنَّ الَّذِينَ يَفْرَحُونَ بِمَۤا اَتَوْا وَيُحِبُّونَ اَنْ يُحْمَدُوا بِمَا لَمْ يَفْعَلُوا فَلاَ تَحْسَبَنَّهُمْ بِمَفَازَةٍ مِنَ الْعَذَابِ وَلَهُمْ عَذَابٌ اَلِيمٌ * 1  Nefs-i emmâreme bir sille-i tedip [edeplendirme tokadı] Ey fahre [gurur, […]

SÖZLER – On Yedinci Söz (283-312)

283 On Yedinci Söz بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى اْلاَرْضِ زِينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُمْ اَحْسَنُ عَمَلاً * وَاِنَّا لَجَاعِلُونَ مَا عَلَيْهَا صَعِيدًا جُرُزًا 1* وَمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَۤا اِلاَّ لَعِبٌ وَلَهْوٌ * 2 Bu Söz, iki âli [yüce] Makam ve bir parlak Zeylden [ek] ibarettir. HÂLIK-I RAHÎM ve Rezzâk-ı Kerîm, [bütün varlıkların ihtiyaçları […]

SÖZLER – On Altıncı Söz (271-282)

271 On Altıncı Söz بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اِنَّمَۤا اَمْرُهُۤ اِذَۤا اَرَادَ شَيْئًا اَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ 
فَسُبْحَانَ الَّذِى بِيَدِهِ مَلَكُوتُ كُلِّ شَىْءٍ وَاِلَيْهِ تُرْجَعُونَ * 1  İtminan-ı nefsime medar [kaynak, dayanak] olacak, zulmeti dağıtacak şu âyetin nurundan Dört Şuâı göstermekle kör nefs ime bir basiret vermek için yazılmıştır. BİRİNCİ ŞUA [ışık kaynağından çıkan […]

SÖZLER – On Beşinci Söz (248-270)

248 On Beşinci Söz بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ  وَلَقَدْ زَيَّنَّا السَّمَۤاءَ الدُّنْيَا بِمَصَابِيحَ وَجَعَلْنَاهَا رُجُومًا لِلشَّيَاطِينِ * 1 EY KOZMOĞRAFYANIN [astronomi, gök bilimi] ruhsuz meseleleriyle zihni darlaşan ve aklı gözüne inen ve şu âyetin azametli sırrını o sıkışmış zihninde yerleştiremeyen mektepli efendi! Şu âyetin semâsına yedi basamaklı bir merdivenle çıkılabilir. Gel, beraber çıkacağız. BİRİNCİ BASAMAK […]

SÖZLER – On Dördüncü Söz (231-247)

231 On Dördüncü Söz بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ  الۤرٰ كِتَابٌ اُحْكِمَتْ اٰيَاتُهُ ثُمَّ فُصِّلَتْ مِنْ لَدُنْ حَكِيمٍ خَبِيرٍ * 1  KUR’ÂN-I HAKÎMİN ve Kur’ân’ın müfessir-i hakikîsi [gerçek müfessir; Kur’ân-ı Kerimi tam ve doğru olarak açıklayan hadis] olan Hadîsin bir kısım yüksek ve ulvî hakaikına [doğru gerçekler] çıkmak için teslim ve inkıyâdı [boyun eğme, itaat etme] […]

SÖZLER – On Üçüncü Söz (200-230)

200 On Üçüncü Söz بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ  وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْاٰنِ مَا هُوَ شِفَۤاءٌ وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِنِينَ 1* وَمَا عَلَّمْنَاهُ الشِّعْرَ وَمَا يَنْبَغِى لَهُ * 2 KUR’ÂN-I HAKÎM ile felsefe ulûmunun [ilimler] mahsul-ü hikmetlerini, [hikmet ürünü, neticesi] ders-i ibretlerini, [ibret dersi] derece-i ilimlerini [ilim derecesi] muvazene [karşılaştırma/denge] etmek istersen, şu gelecek sözlere dikkat et. İşte, Kur’ân-ı […]

SÖZLER – On İkinci Söz (191-199)

191 On İkinci Söz بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ  وَمَنْ يُؤْتَ الْحِكْمَةَ فَقَدْ اُوتِىَ خَيْرًا كَثِيرًا * 1  Kur’ân-ı Hakîmin hikmet-i kudsiyesi [mukaddes, kusursuz ve eksiksiz hikmet] ile felsefe hikmetinin icmâlen [özet] muvazenesi; [karşılaştırma/denge] hem hikmet-i Kur’âniyenin, [Kur’ân’ın hikmeti] insanın hayat-ı şahsiyesine [kişisel hayat] ve hayat-ı içtimaiyesine [sosyal hayat] verdiği ders-i terbiyenin [terbiye dersi] gayet kısa […]