SÖZLER – On Dokuzuncu Söz (319-332)

319 On Dokuzuncu Söz  Risalet-i Ahmediyeye dairdir وَمَا مَدَحْتُ مُحَمَّدًا بِمَقَالَتِى وَلٰكِنْ مَدَحْتُ مَقَالَتِى بِمُحَمَّدٍ عَلَيْهِ الصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ * 1 Evet, şu Söz güzeldir. Fakat onu güzelleştiren, güzellerin güzeli olan evsâf-ı Muhammediyedir. [Peygamber Efendimizin (a.s.m.) vasıfları, özellikleri] On Dört Reşahâtı [sızıntılar, damlalar] tazammun [içerme, içine alma] eden On Dördüncü Lem’anın [parıltı] BİRİNCİ REŞHASI2 [sızıntı] Rabbimizi […]

SÖZLER – Yirminci Söz (333-361)

333 Yirminci Söz İki Makamdır Birinci Makam بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ  وَاِذْ قُلْنَا لِلْمَلٰۤئِكَةِ اسْجُدُوا ِلاٰدَمَ فَسَجَدُۤوا اِلاَّۤاِبْلِيسَ * 1 اِنَّ اللهَ يَاْمُرُكُمْ اَنْ تَذْبَحُوا بَقَرَةً * 2 ثُمَّ قَسَتْ قُلُوبُكُمْ مِنْ بَعْدِ ذٰلِكَ فَهِىَ كَالْحِجَارَةِ اَوْ اَشَدُّ قَسْوَةً * 3 BİRGÜN şu âyetleri okurken, İblis’in ilkaatına [bırakma, kalbe bırakılma] karşı Kur’ân-ı Hakîmin [her âyet […]

SÖZLER – Yirmi Birinci Söz (362-374)

362 Yirmi Birinci Söz İki Makamdır Birinci Makam بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اِنَّ الصَّلٰوةَ كَانَتْ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ كِتَابًا مَوْقُوتًا * 1 BİR ZAMAN sinnen, [yaş itibarıyla] cismen, rütbeten büyük bir adam bana dedi: “Namaz iyidir. Fakat hergün, hergün beşer defa kılmak çoktur. Bitmediğinden usanç veriyor.” O zâtın o sözünden hayli zaman geçtikten sonra, nefsimi dinledim. […]

SÖZLER – Yirmi İkinci Söz (375-416)

375 Yirmi İkinci Söz İki Makamdır Birinci Makam بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ وَيَضْرِبُ اللهُ اْلاَمْثَالَ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ * 1 وَتِلْكَ اْلاَمْثَالُ نَضْرِبُهَا لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ * 2 BİR ZAMAN iki adam bir havuzda yıkandılar. Fevkalâde bir tesir altında kendilerinden geçtiler. Gözlerini açtıkları vakit gördüler ki, acip bir âleme götürülmüşler. Öyle bir âlem ki, kemâl-i […]

SÖZLER – Yirmi Üçüncü Söz (417-444)

417 Yirmi Üçüncü Söz Şu Sözün iki Mebhası [bahis, kısım] vardır. بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ  لَقَدْ خَلَقْنَا اْلاِنْسَانَ فِۤى اَحْسَنِ تَقْوِيمٍ * ثُمَّ رَدَدْنَاهُ اَسْفَلَ سَافِلِينَ * اِلاَّ الَّذِينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ * 1 Birinci Mebhas [bahis, kısım] İMANIN binler mehâsininden [güzellikler] yalnız beşini, Beş Nokta içinde beyan ederiz. BİRİNCİ NOKTA İnsan, nur-u iman [iman […]

SÖZLER – Yirmi Dördüncü Söz (445-487)

445 Yirmi Dördüncü Söz Şu Söz Beş Daldır. Dördüncü Dala dikkat et. Beşinci Dala yapış, çık, meyvelerini kopar, al. بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ  اَللهُ لاَ اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ لَهُ اْلاَسْمَۤاءُ الْحُسْنٰى * 1 ŞU ÂYET-İ CELÎLENİN şecere-i nuraniyesinin [nurlu ağaç] çok hakikatlerinden bir hakikatinin Beş Dalına işaret ederiz. BİRİNCİ DAL Nasıl ki bir sultanın kendi […]

SÖZLER – Yirmi Beşinci Söz -1 (488-555)

488 Yirmi Beşinci Söz Mu’cizât-ı Kur’âniye [Kur’ân’ın mu’cizeleri] Risalesi Elde Kur’ân gibi bir mu’cize-i bâki [devamlı ve kalıcı mu’cize] varken, 
Başka burhan [delil] aramak aklıma zâid [fazlalık] görünür. 
Elde Kur’ân gibi bir burhan-ı hakikat [gerçeğin delili] varken, 
Münkirleri ilzam [susturma] için gönlüme sıklet mi gelir? İHTAR: Şu Sözün başında Beş Şuleyi [gür ışık/alev] yazmak niyet […]

SÖZLER – Yirmi Beşinci Söz -2 (556-583)

556 İkinci Şule [gür ışık/alev] İkinci Şulenin [gür ışık/alev] Üç Nuru var. BİRİNCİ NUR Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânın [benzerini yapmakta akılları âciz bırakan Kur’ân] heyet-i mecmuasında [birşeyin geneli, bütün] râik [safi, sade] bir selâset, [akıcılık, sözün akıcı olması] fâik [üstün] bir selâmet, [huzur] metin [sağlam] bir tesanüd, [dayanışma] muhkem [değiştirilemez] bir tenasüp, [uygunluk] cümleleri ve heyetleri mabeyninde […]

SÖZLER – Yirmi Beşinci Söz -3 (584-606)

584  Üçüncü Şule [gür ışık/alev] Üç Ziyası var. BİRİNCİ ZİYA Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânın [benzerini yapmakta akılları âciz bırakan Kur’ân] büyük bir vech-i i’câzı [mu’cizelik yönü] On Üçüncü Sözde beyan edilmiştir. Kardeşleri olan sair vücuh-u i’caziye [mu’cize olma yönleri] sırasına girmek için bu makama alınmıştır. İşte, Kur’ân’ın herbir âyeti, birer necm-i sâkıp [karanlığı delip geçen parlak yıldız] […]

SÖZLER – Yirmi Beşinci Söz -4 (607-622)

607 On Birinci Şuâ [bir ışık kaynağından çıkan ışık telleri] Olan Meyve Risalesi‘nin [On Birinci Şuâ] Onuncu Meselesi  Emirdağ Çiçeği Kur’ân’da olan tekrarata [tekrarlar] gelen itirazlara karşı gayet kuvvetli bir cevaptır. Aziz, sıddık kardeşlerim, Gerçi bu Mesele, perişan vaziyetimden müşevveş [dağınık, karışık] ve letafetsiz [güzellik, hoşluk] olmuş. Fakat o müşevveş [dağınık, karışık] ibare altında çok […]